1.1. Ozon Nedir?

Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir kimyasal bileşiktir (O3). Normalde atmosferde oksijen molekülü; birbirine bağlı iki oksijen atomundan oluşur. Üçüncü atom yüksek bir enerji ile atmosferik atoma bağlanır, böylece yüksek enerji taşıyan bir (O3) molekülü oluşur. İsmi Yunanca koklamak manasına gelen ozein’den gelir. Bünyesinde yüksek enerji barındıran O3’ün, O2’ye göre çok güçlü anti-oksidan etkisi vardır.

1.2. Ozonun Tarihçesi

  • 1840 yılında ozon gazı ilk olarak Alman kimyacı Chrıstıan Fredrıck Schönbein tarafından bulundu.
  • 1856 yılında ameliyathane dezenfeksiyonunda kullanıldı.
  • 1860’da Monaco’da suların ozonla temizlenmesine başlandı. Ozonun, bakteri ve virüsleri öldürmesinin yanı sıra sudaki koku ve kötü tadı da ortadan kaldırdığı görüldü.
  • 1886 yılında Fransa’da ilk deneyler başladı.
  • 1902 yılında H.J.Klarke diyabet, kanser ,anemi morfin veinfluenza zehirlenmesinde kullandı.
  • 1915 yılında Dr. Albert Wolf, 1. Dünya savaşında yaraları ozonla tedavi etti.
  • 1973 yılında Uluslar arası Ozon Birliği (IOA) kuruldu.
  • 1979 yılında Dr. George Freibott ilk AIDS hastasını ozonla tedaviye başladı.
  • 1990 yılında ABD Gıda Birliği ozon gazına Genel Olarak Güvenilebilir (GRAS) onayını verdi.
  • 1992 yılında Rusya’da yanık tedavisinde kullanılmaya başlandı.
  • 1994 yılında tıp sektörü ozon gazını dezenfektan olarak kabul etti.
  • 1998 yılında Türkiye’de hastahane ve muayenehanelerde kullanılmaya başlandı.

1.3. Ozonterapi Nedir?

Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilerdir. ABD, Kanada, Avrupa, Rusya ve Japonya başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan ozon terapi, son yıllarda en çok talep gören tamamlayıcı tıp tedavilerinin başında yeralmaktadır.

1.4. Ozon Tedavisi Nasıl Etki Eder?

  • Kan dolaşımını artırarak damar yüzeyindeki aterosklerotik plakların oluşumunu engeller, kılcal damarlardaki tıkanmaları giderir.
  • Deri kan dolaşımını arttırarak cilt yenilenmesini, sıkı ve pürüzsüz görünüm oluşmasını sağlar. Daha temiz, daha yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt sağlar.
  • Alyuvarların elastikiyetini arttırarak kılcal damarlardan geçişini hızlandırır. Kanın dokulara oksijen bırakma yeteneğini arttırarak organların oksijenlenmesini arttırır.
  • Beyaz kan hücrelerinin oluşumunu arttırır, fonksiyonlarını düzenler.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara direnci artırır.
  • Kan ve lenf sistemini temizler, detoks edici özelliği ile vücudumuzdaki kimyasal maddelerin temizlenmesine yardımcı olur. (Böcek öldürücüler, ilaç atakları. asidik maddeler, tarım ilacı kalıntıları)
  • Bakteri, virüs ve mantarları öldürür.
  • Hızlı büyüyen kanser hücrelerinin çoğalmasını ve yayılmasını engeller.
  • Vücudumuzdaki doğal ağrı kesicilerin açığa çıkmasını sağlayarak ağrı kesici özellik gösterir.
  • Bağışıklık sistemini düzenleyici özelliği ile, bağışıklık sisteminin iyi çalışmamasından kaynaklanan hastalıkların tedavisinde iyileştiricidir.
  • Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini arttırır.
  • Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarının iyileştirir.
  • Hormon ve enzim üretimini normale döndürür.
  • Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir.
  • Depresyon ve sıkıntıyı azaltıcı etkisi vardır.

1.5. Ozonun Kullanıldığı Hastalıklar

1.5.1. Anti-Aging

Geriye yaşlanma , uzun yıllar gençliği korumak ve dinç kalmayı sağlamak için yapılan tedavidir. Ozon sayesinde oksijenin dokular tarafından daha iyi kullanımı sağlanır, bağışıklık sistemi harekete geçirilir. Yaşlanma nedeniyle uzun süredir yeterince oksijenlenmeyen hücreler ozon tedavisinden sonra artık fonksiyonlarını daha iyi yapmaya başlar. Fizik kapasitede azalma, yürüme güçlüğü ve baş dönmesi gibi belirtiler ile kendini gösteren beyindeki dolaşım bozukluklarında da olumlu etkileri mevcuttur, Ozon yaşlılarda hastalıkları önlediği gibi yaşam kalitesinide artırmaktadır.

1.5.2. Kronik Yorgunluk Sendromu

Çağımız hastalıklarından biri kronik yorgunluk sendromudur. Bu hastalıkta kişiler yorgunluk gerektirecek bir iş yapmadığı halde kendini yorgun hissetmektedir. Hatta o gün hiç hareket etmediği halde sanki tonlarca yük taşımış gibi kendini bitkin hissederler. Kronik Yorgunluk Sedromunda ozon önemli düzelmeler sağlayabilmekte ve hücre seviyesinden başlayarak vücutta hastalığın yol açtığı kötü etkileri anlamlı düzeyde gidermekedir.

1.5.3. Stres

Günlük yaşam mücadelesi, iş yoğunluğu, mesleki sıkıntılar, endüstriyel olarak hazırlanan gıda ürünleri, çevre kirliliği, nikotin, alkol, kahve, manyetik kirlenmeler, yanlış yaşam biçimi ve hatalı beslenme, hareketsizlik, hastalık ve enfeksiyonların her biri yaşamımızda başlı başına bir stres nedeni oluşturur. Ozon, stres hormonu olarak adlandırılan adrenalinin vücutta yıkılmasını sağlar.

1.5.4. Detoks (Toksinlerden Arınma)

Soluduğumuz hava, yediklerimiz ve içtiğimiz su, toksinler ve kirletici maddeler yavaşça vücudumuza girerler . Bedenimizde depolanan toksinler ve kimyasallar (tarım ilacı artıkları, ağır metaller, ilaç artıkları, suni kimyasallar ve gıda koruyucuları), yavaş yavaş, sağlıklı doku ve hücreleri yok ederler ki, bu durum, hem bir çok hastalığın hem de yaşlanmanın sebebidir. Ozon tedavisi,bedenimizi bu toksinlerden arındırarak sağlıklı hücre ve dokuların oluşmasını sağlar. Uyarılan antioksidan faaliyetler sonucunda hücreler toksin atar.

1.5.5. Zayıflama ve Selülit Tedavilerinde

Ozonterapi, özellikle bacaklardaki kılcal damarlarda kan dolaşımının azalması ve dolayısıyla gerekli oksijenlenmenin sağlanamaması nedeniyle oluşan selülitlerin giderilmesinde faydalı bir tedavi yöntemi olarak öne çıkıyor. Ayrıca metabolizmayı hızlandırıyor, yağı ve karbonhidratı yakıyor. Bu özelliğinden dolayı, ozon terapi zayıflama ve selülit tedavilerinde başarılı sonuçlar vermektedir.

1.5.6. Enfeksiyon, Virüs Hastalıkları ve Hepatit'te

Hepatitin bütün tiplerin de ozonterapi, hem antimikrobik etkisiyle direkt hepatit virusu dış çeperini-zarfını tahrip ederek, hemde bağışıklık sistemi üzerindeki etkisiyle İnterferon salgılanmasını uyararak, altın standartlarda bir tedavi olduğunu kanıtlamıştır. Hepatit A diğerlerine göre problemsiz ve tamamen iyileşebilirken, virüsün diğer şekli, hepatit B, sıklıkla kronik bir şekilde seyreder. Burada klasik tıbbi tedavi metotlarına ilave olarak, ozon tedavisi ile başarılı sonuçlar alınmıştır. Ozon tedavisi hepatit C hastalığında da uygulanır. AIDS, zona, uçuk, kuş gribi,SARS gibi viral hastalıklarda virüsün harap edilmesinde, ozon bağışıklık sistemini güçlendirir, aynı zamanda virüse direkt teması ile etkili olur. Kızamık sonrası görülen SSPE gibi yavaş virus enfeksiyonlarında ve Beynin tüm virus enfeksiyonlarında (Ensefalit), Grip ve sık geçirilen üst solunum yolu ve bronşit gibi akciğerin virütik hastalıklarında

1.5.7. Kanserde Ozonterapi

Nobel ödülü sahibi bilim adamı Dr. Otto Warburg, kendisine Nobel ödülü kazandıran çalışmalarında kanserin temel nedeninin oksijensiz yaşam (tümör hücresinin oksijensiz yaşama -anaerobik- yeteneğinde olduğu,normal hücreler oksijene gereksinim duyan -aerobik- yaşam) olduğu, vücuttaki ‘onkojen’lerin (yani tümör yapan genlerin) stres, kirlilik, radyasyon yanında oksijensizlik gibi faktörlerle uyarılarak kanserin başlayabildiği, oksijen eksikliğinin kanserin yayılmasını kolaylaştırdığı, kanser hücrelerinin oksijen açısından zengin bir ortamda varlıklarını sürdüremediği, yeterli oksijen sağlandığında ise tümör dokusunun beslenmesinin bozulduğu ve tümör hücrelerinin öldüğü, ozonun direkt tümör hücrelerini öldürücü etkisi (oksidasyon-yakıcı-etkisi) yanında tamamlayıcı olarak bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olduğu tespit edilmiştir. Kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini engelleyici ve kemoterapi/radyoterapinin tümör üzerindeki öldürücü etkilerini artırarak tamamlayıcı tedavi olarak oldukça başarılı bir şekilde kullanıldığı saptanmıştır. Kanser tedavisinde direkt tümör öldürücü etkisinin yanında, tamamlayıcı olarak bağışıklık sistemini güçlendirici, kemoterapi ve radyoterapinin olumsuz etkilerini en aza indirmede yardımcı olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.

1.5.8. Dolaşım Bozuklukları ve Damar Tıkanıklıklarında

Damarların cidarında bulunan düz kasların gevşemesini sağlayarak, damar içi basıncı azaltarak Hipertansiyonun tedavisinde, dokuların yeniden oksijenlenmesini, kılcal damarların yeniden oluşmasını ve dokunun kanlanmasını sağlamada, kanın pıhtılaşmasının dolayısıyla da kıvamının azaltılmasında ve aynı zamanda damarlardaki tıkacın erimesini sağlayarak “Damar Tıkanıklıkları”nın tedavisinde, damar sertleşmesine neden olan cidardaki yağ tabakasının yıkılmasında kullanılabilir.

1.5.9. Karaciğer Hastalıklarında

Karaciğer hücrelerinin fonksiyonlarında yardımcı olarak karbonhidrat, yağ ve protein seviyelerini düzenler. Böylece kandaki yağ ve şeker seviyesini normalleştirir. Karaciğer hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak, karaciğer yetersizliği ve sirozda destekleyici olarak kullanılır. Karaciğer iltihaplarının, ilaç ve kimyasalların karaciğer üzerindeki tahribatının en az seviyede olmasını sağlar.

1.5.10. Mide ve Bağırsak Hastalıklarında

Gastrit ve ülserin tedavisinde, iltihaplı bağırsak hastalıklarında (ülseratif kolit, proktit ve diğer Kolit çeşitleri ile spastik kolon gibi) ozon tedavisinin çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır.

1.5.11. Böbrek ve Ürolojik Hastalıklarda

Tüm böbrek ve mesane iltihaplanmalarında, idrar yolu enfeksiyonlarında ve prostat rahatsızlıklarında, özellikle “Ozon Sauna” ter bezlerini uyararak terlemeyi artırma yoluyla ve yağ dokusu içinde depolanan toksinleri etkisiz hale getirerek, deri, akciğer, böbrek ve bağırsak yolu ile atılmasını sağlarak, kimyasal maddelerin atılmasını hızlandırarak böbreğe yardımcı olur. Diyalize giren hastalarda, böbreklerin 24 saat boyunca çalışmasını gerektiren ağır metallerin boşaltım işini saunada terleme yolu ile 15 dakikada yerine getirir. Bu nedenle diyalize giren ağır böbrek hastalarına ev tipi ozon saunasını önerilmektedir.